Pi̇yasa Noorcm Yurtdışı Piyasa Bülteni - Sn. Arzu Toktay'ın Katkılarıyla 11-05-2020

PİYASA NoorCM Yurtdışı Piyasa Bülteni - Sn. Arzu Toktay'ın Katkılarıyla

En kötüsü geride kaldı mı?

Mayıs ayının ilk haftasında tarihinin en kötü istihdam raporlarından birini karşılayan Amerikan ekonomisinde en kötüsü geride kaldı mı?

Eylül 1945'te II. Dünya savaşından sonra 1.9 mio işsizlik rakamından bu yana en kötü gerçekleşme olan 20.5 mio ve yüzde 14.7 işsizlik oranı ile tarihinde görülmemiş bir istihdam raporu açıklandı. Piyasada tahminler daha yüksek işsizlik rakamı (30 mio) ve oranı olduğundan rapor piyasalarda satış yönlü etki yaratmadı. Sadece iki ay öncesinde 50 yılın en düşük seviyesinde olumlu bir tablo çizen istihdam piyasasında bütün kazanımlar 1 ayda verilmiş oldu.

En fazla iş kaybının olduğu sektör 7.7 mio ile konaklama ve eğlence sektörü olarak görülüyor. Perakende sektöründeki iş gücü kaybı 2.1 milyon olurken toplamda 18.1 mio insanın geçici olarak 2 milyonun ise kalıcı olarak işten ayrıldığı anlaşılıyor. Geçici olarak yapılan işten çıkarmalar Mart ayında yüzde 47 iken Nisan ayında bu oran yüzde 88'e yükselmiş. Atlanta FED araştırmasına göre, Amazon, Walmart, CVS Healthcare, Dominos Pizza gibi pandemi sonrası talebin arttığı sektörlerde yapılan işe alımlar sonucunda işten çıkarılan her 10 kişi yerine 1 kişi işe alınmış görünüyor.

Talihsiz istihdam raporunu piyasalar metanetle karşıladı. Arkasında yatan Nisan ayında zirve yapan salgın ardından küresel ekonomiye ülkeler bazında politikalar ile start verileceği beklentisiydi. Fazla uzağa gitmeden 12 yıl önce 2008 krizini tecrübe etmiş olan Amerikan Merkez Bankası (FED) bu kez daha hızlı aksiyon aldı. Paranın muslukları açıldı, hızlı bir şekilde varlık alım programlarına başlandı. Bu süreçte yerel yönetim, şirket ve ipotekli tahvil alımları ile borçlanma piyasasında her kolda FED vardı. Özel sektör tahvillerinde sıkıntılı sürecin sona ermediği söylenebilir. Özellikle sektörel anlamda pandemiden en fazla etkilenenler örneğin enerji sektörünün destek ihtiyacı sürüyor.

İşin özünde çok mesafe kat edildi ancak daha yapılması gerekenler var. FED bu anlamda hane halkını rahatlatacak ikinci bir nakit desteği tavsiye ediyor. Demek ki ekonominin buna ihtiyacı var. Kongreden bu tarz ikinci bir paketin geçmesi kolay olmayacaktır. Öte yanda 2020 Kasım ayında yapılacak olan genel seçimlerde Başkan Trump ikinci kez koltuğa geçmek istiyorsa ikinci bir paketi kongreye sunmaktan çekinmeyecektir.

Bu hafta Çarşamba günü FED Başkanı Powell Peterson Enstitüsünde (TSI 16:00) mevcut ekonomik koşulları değerlendireceği bir webinar yapacak. Geçtiğimiz hafta FED’in faiz politikasının fiyatlandığı vadeli piyasalarda bankanın 2020 Aralık ve ya 2021 yılının ilk aylarında politika faizini yüzde “-0.25-0.00” aralığına çekme ihtimali yüksek ihtimal olarak fiyatlanıyor Tam da bu fiyatlamanın üzerine Powell konuşması önemli Başkan öncesinde ekonominin negatif faiz oranlarına ihtiyacı olmadığını söylemişti. Bu bir alıştırma cümlesi ise şimdi piyasalar FED’e resesyondan çıkmak istiyorsan faizi negatife çek diyor. Başkan’ın piyasanın içinden gelmesi sebebi ile bu tarafı nasıl etkileyeceğinin farkında olduğu görüşüne katılıyorum. Negatif faize ihtiyaç yok söylemi ama siz isterseniz biz yaparız mesajı olabilir. Bu anlamda Çarşamba günü Powell konuşması ve hafta içinde diğer FED üyelerinin konuşmaları bu hafta açıklanacak ekonomik verilerden çok piyasalar üzerinde etkili olacaktır.

Amerika Çin ticaret gerilimine gelince geçtiğimiz haftalarda Başkan Trump’ın konu ile ilgili mesajı Çin tarafında alınmış görünüyor. Bu akut dönemde Amerika’nın ticaret gerilimini artırma niyeti olduğunu düşünmüyorum. Çin ilk faz görüşmelere başlayabiliriz açıklaması yaptı. Nisan ayı ihracat rakamlarında artış ile Çin ekonomisi toparlanmaya başladı. Öte yanda bazı ithalat kalemlerinde de örneğin petrol rakamlar geçtiğimiz seneyi aratmıyor. Bu tabloda Amerika öncesinde söz verilen ithalat hedefi için Çin’den destek bekliyor. Çin 2020 ABD ithalat kotası için harekete geçebilir. Başta tarım ürünleri olmak üzere ABD’den yapılan ithalatta artış ile bu tarafta sular durulabilir. Muhtemelen 2. raund kapışma Kasım 2020 seçimlerinden sonra olacak.

Haftanın ekonomik takviminde ABD enflasyon rakamları ve perakende satışlar, İngiltere ve Almanya ilk çeyrek GSYIH artışı, Avustralya istihdam verisi, Yeni Zelanda Merkez Bankası toplantısı var.

FED politika faizi piyasa fiyatlaması

FED politika faizi piyasa fiyatlaması

Amerika 10 yıllık tahvil faiz oranı

Amerika 10 yıllık tahvil faiz oranı

Son derinlik (COT) raporunda vadeli Japon Yeni net uzun pozisyon miktarı 6.300 kontrat yükseliş ile 32.326 kontrata yükseldi. Piyasada toplam açık poziyon miktarı da artan net uzun pozisyon miktarına paralel yükseldi. Piyasada fonlar yeni Japon Yeni uzun pozisyon açmışlar. 52 haftanın yüksek seviyesi 33.607 kontrat iken Japon Yeni tarafındaki pozisyonlanma piyasanın kısa vadede aşırı alım bölgesinde olduğunu gösteriyor. Japon Yeni sene başından bu yana Amerikan Doları'nda yükselişe en dayanıklı para birimi olarak çne çıktı. Güvenli liman olma özelliği bu dönemde Japon Yeni talebini artırdı. Covid-19 etkisini en hızlı geride bırakan ülkelerden biri olan Japonya bugünlerde ikinci dalga olabilir mi endişesini taşırken Yen üzerinde satıs baskısı limitli kalabilir. Nisan ayı boyunca USDJPY paritesinde piyasanın öngördüğü volatilite IV düşerken 25 delta RR dolar alım opsiyon talebinin arttığını gösteriyor. Covid-19 etkisi ile finansal piyasaların artan dolar likidite ihtiyacı opsiyon piyassaına da dolar alım yönünde yansıdı. Bu dalga olmasa ve daha istikrarlı bir dolar talebi olsa idi Japon Yeninde yükseliş daha hızlı olabilirdi. Şimdilerde 93.710 seviyesinde olan Haziran vadeli Japon Yeni muhtemelen 97.00 sınırına yakın işlem görüyor olurdu. Buna rağmen bugünün koşulları ile vadeli Japon Yeni 93.350 desteği üzerinde kaldıkça 94.450 direncini deneyebilir. 


Yukarıda ki grafik küresel yarırımcının MSCI Dünya endeksi için duyduğu güveni bölgeler bazında gösteriyor. Buna göre Avrupalı yatırımcı Mart ayı sonundan itibaren yükselişe geçmiş görünüyor. 30 Nisan kapanışına göre Avrupa tarafında hisse senedi piyasalarına güven 102.8 olarak görülüyor. Asya yatırımcısı ise ters olarak Nisan ayı boyunca hisse senedi piyasalarındaki yükselişe pek inanmış görünmüyor. Bu bölgede Dünya endekslerine güven 98'den 80'e gerilemiş. Kuzey Amerika yatırımcısına gelince tabanda zikzak yapan bir görünüm var. Ocak ayı sonunda 65.7 olan yatırımcı güveni Nisan ayı sonunda 68.0 olmuş. Kısaca küresel yatırımcının hisse senedi piyasalarına güveni tam anlamı ile iyileşme gösterdi demekte zorlanıyoruz. Nisan ayı boyunca yaşanan olumlu fiyatlamalara rağmen yatırımcı hisse senedi piyasalarına temkinli duruyor. Bu durumun tersine dönmesi ile küresel hisse senedi piyasalarında yükseliş orta vadeye yayılabilir. 

Yeni haftadan beklediklerimiz

İşin özünde, haftanın kaderini FED Powell, Kanada Poloz ve İngiltere Bailey konuşması belirleyecek. Başkanların verdiği mesajlar ile piyasalar daha fazla risk alma cesaretini toplayabilir. Aksi takdirde haftalardın devam eden iyimserliğin piyasaları daha yukarıya taşıyacak potansiyeli zayıflıyor. 

Ücretsiz Deneme Hesabı